top of page

ARABULUCULUĞUN TEMEL İLKELERİ

Güncelleme tarihi: 18 Oca 2021


Arabuluculuk, taraflarca kabul edilen onlar adına bağlayıcı kararlar alma yetkisine sahip olmayan, üçüncü bir tarafın anlaşmazlığın taraflarına ilişkilerini geliştirmelerinde, iletişimi artırmada ve anlaşmazlığa sebep olan konularda her iki tarafın da gönüllü bir şekilde kabul edebileceği anlaşma ve çözümlere ulaşabilmeleri için etkili sorun çözme ve müzakere yöntemlerini kullanabilmelerine yardımcı olmak üzere anlaşmazlık ya da uyuşmazlığa müdahale ettiği bir süreçtir. (1)

Arabuluculuk kurumuna hakim olan ve sürecin yürütülüş şekline yön veren bir takım ilkeler de mevcuttur. Bunlardan en öne çıkanları; gönüllülük, gizlilik, tarafların eşit olması, arabulucunun tarafsız ve bağımsız olması ve sürecin kontrolünün taraflarda bulunmasıdır.

Bu ilkeleri detaylı olarak inceleyecek olursak şu şekilde açıklayabiliriz.

Gönüllülük İlkesi; Tarafların arabulucuya başvurmaları kural olarak tarafların iradelerine bağlıdır. Taraflar; uyuşmazlığın her aşamasında arabulucuya başvurma, süreci devam ettirme ve süreç boyunca yapılan müzakereler sonucunda anlaşmaya varma imkanına sahiptir. Bu yönü ile arabuluculuk kurumunda göz çarpan ilk husus arabuluculuğun gönüllülük esasına dayalı olmasıdır.

Gönüllülük ilkesinin istisnası ise bazı dava türleri için arabuluculuk şartının taraflarca eda edilmiş olması gerekliliği halidir. Zira bu hallerde, arabuluculuk tarafların iradelerine bağlı olmaktan çıkmış olup bir dava şartı haline gelmiş olmaktadır.

Gizlilik İlkesi; Arabuluculuk sürecinin başarıyla tamamlanabilmesi için tarafların birbirleriyle açıkça iletişim kurabilmesi gerekir. Taraflar arasındaki bu açıklığın ve iletişimin sağlanabilmesi ise arabuluculuk kurumuna güven duyulmasına bağlıdır. Kanun koyucu tarafından da bu güvenin sağlanabilmesi için bir takım yasal düzenlemelerle arabuluculuk sürecinin gizliliği güvence altına alınmıştır. Sağlanan bu yasal güvence ile taraflar içinde bulundukları gerçek durumlarını, menfaatleri ve isteklerini dürüstçe ifade edecek olup, neticeten arabuluculuk süreci sağlıklı bir biçimde yürütülecektir.

6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun (2) “Gizlilik” başlıklı 4. Maddesi; “Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça arabulucu, arabuluculuk faaliyeti çerçevesinde kendisine sunulan veya diğer bir şekilde elde ettiği bilgi ve belgeler ile diğer kayıtları gizli tutmakla yükümlüdür. (2) Aksi kararlaştırılmadıkça taraflar ve görüşmelere katılan diğer kişiler de bu konudaki gizliliğe uymak zorundadırlar.” hükmünü amirdir.

Türkiye Arabulucular Etik Kuralları’nın (3) 6. Maddesi ile; arabulucunun taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, arabuluculuk faaliyeti çerçevesinde sunulan veya diğer bir şekilde elde ettiği bilgi ve belgeler ile kayıtları gizli tutmak zorunda oldukları belirtilmiştir.

Gizlilik yükümlülüğüne aykırı hareket edilmesi halinde; yükümlülüğe aykırı hareket ederek bir kişinin hukuken korunan menfaatinin zarar görmesine neden olan kişi altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

O halde; arabuluculuk müzakereleri süresince edinilen bilgi, belge, kayıt, anlaşma teklifleri ve ikrarların yargılama sürecinde kullanılması, mahkemeye sunulması mümkün değildir. Fakat bu hususun taraflarca aksi kararlaştırılması halinde bu belge ve bilgile aleni olarak paylaşılabilir ve yargı sürecinde delil olarak sunulabilir hale gelir.

Tarafların Eşit Olması İlkesi; Taraflar, süreç boyunca eşit haklara sahiptirler. Bu ilke adil yargılanma hakkı, hukuki dinlenilme hakkı ve silahların eşitliği ilkesinin arabuluculuk müessesesine yansıması olarak görülebilir. Zira bir uyuşmazlığın çözüm sürecinde bu hakların ihlal edilmesi hakkaniyete uygun olmayacağından arabuluculuk kapsamında da eşitlik ilkesi son derece önem arz etmektedir.

Arabulucunun Tarafsızlığı İlkesi; Arabulucu terimi tanımlanırken, arabulucunun “tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişi” olduğu vurgusu yapılmıştır. (HUAK m.2/b)

Türkiye Arabulucular Etik Kuralları’nın 3. Maddesi de şu şekildedir: “Tarafsızlık, arabulucunun taraf tutmamasını ve taraflar hakkında önyargılı olmamasını kapsar. Arabulucu, taraflardan birinin kişiliğine, geçmişine, inanç ve değerlerine ve arabuluculuk sürecindeki tutum ve davranışlarına veya başka bir sebebe dayanarak taraf tutmamalı ve önyargılı davranmamalıdır. Arabulucu, arabuluculuk sürecini yürütürken tarafsız olmak ve tarafsızlığını şüpheli hale getirecek davranışlardan kaçınmak zorundadır. Arabulucu, kendisinin davranış ve görünüşteki tarafsızlığından şüphe duyulmasına yol açacak şekilde, taraflara değerli bir hediye, yardım, borç veya değerli, başka bir mal vermemeli ve onlardan da kabul etmemelidir. Arabulucu, arabuluculuğu tarafsız bir şekilde yönetemeyecek ise arabulucu olma teklifini reddetmeli ve hangi aşamada olursa olsun arabuluculuktan çekilmelidir. Arabulucunun tarafsızlığından şüphe edilmesini gerektirecek önemli hâl ve şartların varlığının söz konusu olması veya sonradan ortaya çıkması hâlinde, bu hususta tarafları bilgilendirmesine rağmen, taraflar, arabulucudan görevi üstlenmesini birlikte talep ederlerse, arabulucu bu görevi üstlenebilir veya üstlenmiş olduğu görevi sürdürebilir. Arabulucu, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, arabuluculuk sürecini arabuluculuğa uygun tarafsız bir yerde yürütmelidir.”

Kontrolün Taraflarda Olması; Arabuluculuk sürecinin tamamında kontrol taraflardadır. Zira taraflar arabulucuya başvurma hususunda kendi iradeleri ile hareket ettikleri gibi arabuluculuk sürecine devam etme ve süreç sonucunda anlaşma hususlarında da serbest olduklarından; mahkeme yargısında olduğu gibi uyuşmazlık hakkında karar verme yetkisini bir kişiye devretmedikleri için süreç boyunca karar mekanizmaları da aslında kendileridir. Bir başka ifade ile, arabulucunun bireyler adına bağlayıcı kararlar alma güç, yetki ya da izinleri olmadığından taraflar süreçte ön plandadır.

Yukarıda detaylıca izah olunduğu üzere, arabuluculuk, taraflara bir güven ortamı sağlayarak taleplerini açıkça ifade etme imkanı sunar ve bağımsız ve tarafsız bir arabulucu nezdinde yapılan müzakereler neticesinde tarafların iradesine bağlı olarak yapılan anlaşma ile uyuşmazlığa çözüm getirir.

NTN Arabuluculuk Merkezi olarak; hızlı, etkili ve tarafların rızası ile çözümlenebilecek ihtilafların neticelendirilmesi için tarafların Arabuluculuğa başvurmasını önemle tavsiye etmekteyiz.


(1) Christopher W. Moore, The Mediation Process


2.563 görüntüleme0 yorum

Comments


bottom of page